Yapılan ilk hesaplar, bu büyük gökcisminin dünyaya çarpa olasılığını %1
olarak vermiştir.Ancak hızı ve yörüngesi hakkında daha ayrıntılı
bilgiler elde edildikçe, davetsiz misafirin 2029 yılında yerküreye
32000 km kadar yaklaşacağı ve çarpma ihtimalinin %3 olacağını
göstermiştir. Yerküreye asteroit'lerin çapması ender de olsa rastlanan
bir olaydır. 50000 sene önce Arizona 1908 senesinde Sibirya
asteroitlere ile tanışmıştır. Arizona krateri çarpışmanın olağan
üstülüğünü gösterir. Sibirya da 2000 km karelik ormanı yakıp yıkmış
araziyi dümdüz etmiştir.
Apophis'in az da olsa Dünya'ya çarpma olasılığı ciddi
bir endişe yaratmıştır.ABD uzay ve havacılık dairesi NASA ve Avrupa
uzay ajansı yerkürenin başına dert açacak asteroitleri ciddiye alarak
ayrıntılı bir çalışma yapmayı kararlaştırmışlardır.
Uzay mühendisleri ve gökbilimciler yerküre ile kesişecek yörüngelerde
ve hızlarda hareket etmekte olan asteroit'lerin yörüngelerinin nasıl
değiştirileceğini araştırmaktadırlar. Bu hem teorik açıdan hem de
teknik açıdan kolay bir iş değildir. Nasıl yerküre atmosferine giren
her cisim Dünyanın merkezine doğru gittikçe artan hızlarda düşerse çok
uzaklardan yakınımıza gelen asteroit'lerde benzer şekilde yeryüzüne
düşerler ve derin çukurlar açarlar.
Büyük bir asteroit'in,örneğin karaya değil de Akdeniz'e veya
okyanuslardan birine düşmesi tusunamiye bile neden olabilir. Yani Dünya
bir doğa felaketi ile karşı karşıya kalabilir.Bu bilinmeyenler olayın
önemini artırmaktadır. Ay Dünyadan 38000 km uzaktadır.Yapılan hesaplar
Apophis'in Dünya'ya Ay'dan daha yakın bir konumdan geçeceğini
göstermektedir.
Böylesine yüksek hızlarda hareket etmekte olan bir asteroit'in
yerküreye bu kadar yaklaşması akılları karıştırmıştır. Şayet gerçekten
böyle bir çarpışma yaşanırsa sonuçlarının ne olacağı tahmin edilemez.Bu
endişeleri paylaşan gözlem evleri yerküreyi tehdit etmekte olan tüm
asteroit'leri dikkatle izlemektedirler.
Yörüngelerinden saptırılan asteroitlerin,Apophis örneğinde olduğu
gibi,yerküreyi tekrar tehdit etmeleri yörünge üzerinde bulunan dar bir
koridordan geçmeleri nedeni ile meydana gelir.Önemli olan
asteroit'lerin bu dar koridor dışına itilerek yerküreyi tehditten
kurtarabilmektir.
Gelecekte de Dünya'ya çarpma olasılıkları sıfır olmayan asteroitler
gözlenecektir.NASA yörüngeleri yerküre yakın,boyutları 1km ve daha
büyük tüm asteroitleri belirleyen bir çalışma yürütmektedir.1994
yılında Shoemaker kuyruklu yıldızının Jüpeter'e çarpması ve çarpışmanın
gözlenmesi ,bir gezegen ile bir kuyruklu yıldızın veya bir asteroitin
çarpışmasının düşük bir olasılık olmadığını kanıtlamıştır.
Yani uzayda kozmik trafik kazaları olup durmaktadır.Toplum,özelikle
bilimsel çevreler yerkürenin de böyle bir risk taşıdığının
farkındadır.Geçmişte Hayley kuyruklu yıldızının felaket getireceği
inancı yerküreye çarpacağı endişesinden kaynaklanmıştır.Newton
kanunları Hayley ile yerkürenin çarpışma olasılığını sıfır olarak
verir,ancak bu asteroitler içinde sıfır olacağı anlamına gelmez.
Uzmanlar yerküreyi tehdit eden kozmik külhanbeyleri roketler ile
vurulup üzerlerinde nükleer bombalar patlatarak yörüngelerinden
saptırmayı ve Dünyadan uzaklaştırmayı düşünmektedir. Uzayda hiçbir yere
bağlı olmadan aylak aylak dolaşan serseri asteroitleri böylece
yerküreden uzaklaştırılmayı planlamaktadırlar.Düşünülen diğer bir
teknik ise asteroit'in yakınında bulunan yörüngeye bir uydu
oturtmaktır.
Uydunun asteroit'e uygulayacağı gravitasyon yani kütle-çekim
kuvvetinin,bir moloz yığını olan asteroitleri parçalara ayırarak
dağıtacağı düşünülmektedir. Kütlesi azalan asteroit yörüngesini
değiştirerek yerküreden uzaklaşır. Bu tekniğin uygulanabilmesi için
asteroit yörüngesinin kesin olarak bilinmesi gerekir. Böyle bir uzay
projesinin maliyeti yüzlerce milyon doları bulur. Şekilde bir
astereoit'in yerküreden atılan bir roketle parçalanmasının temsili bir
çizimi verilmiştir.
Çok sayıda bilim insanının üzerinde ciddiyetle durduğu,ABD ve AB
Japonya gibi gelişmiş ülkelerin bütçelerinden önemli miktarlar
ayırarak,anlamaya çalıştığı asteroitler ne menem şeylerdir?
Nasıl meydana gelmiş,nasıl hareket ederler? Nelerden
yapılmışlardır?Esasında hiçbir kimse bir asteroit'i yakından
görmemiştir.Büyük bir olasılıkla Ay'a benzeyen gök cisimleridirler.
Ay'ya göre küçük kütleli olmaları nedeni ile hiçbir uzay gemisi
asteroit nedeni ile yolundan sapmamış ve hiçbir astronot böyle bir gök
cisminin varlığının farkına varamamıştır.Optik teloskoplar ile yapılan
gözlemlerden şekillerinin armuttan elmaya,büyük bir kuru fasulyeden
yılan başına,kadar her şeye benzediği görülmüştür.Yani asteroitlerin
belli bir şekli yoktur .Şekilde, Eros ve Gaspra ve Mathilde
asteroitlerinin fotoğrafları verilmiştir
Gaspra - Eros - Mathilde
Güneş sistemi içinde asteroitler genelde Jüpiter ile Mars yörüngeleri
arasında oluşan kozmik bir kuşak üzerinde bulunurlar. Bunlardan
bazıları Mars yörüngesine bazıları Jüpiter yörüngesine yakın
konumdadırlar. Ayrıca Jüpiter yörüngesi yakınlarında Trojan
asteroitleri yer alır. Bunlar Dünya için bir tehdit oluşturmaz. Mars ve
Dünya arasındaki asteroit yoğunluğu Jüpiter ve Mars arasındaki
yoğunluğa göre çok düşüktür.
Sanki güneş sistemi oluşurken yerküre kütle-çekim kuvveti perdelemesi
ile asteroit çarpmalarından korunmuştur.Buna rağmen perdelemeden
kurtulan az sayıda asteroit Dünya yörüngesine yakın konumlardan
geçerler. Aphosis de perdelemeyi delen bir asteroittir.
Mars yörüngesine yakın kuşağı oluşturan asteroitler genelde taş ve
demir içeren gök cisimleridir.Dış kuşakta yer alan asteroitler ise koyu
renkli karbon içeriklidirler. Güneş sistemi içinde asteroitlerin
oluşturduğu kuşak şekilde verilmiştir. Temsili çizimden görüleceği gibi
Jüpiter ve Mars arasında yer alan milyonlarca asteroit Jüpiter'in
kütle-çekim alanından kurtulması düşük bir olasılıktır. Sanki Güneş
sisteminin devasa gezegeni Jüpiter büyük kütlesi ile Dünyayı asteroit
bombardımanından korur.
Gaspra boyutları19x12x11km olan ,1991 yılında Galileo adına düzenlenen Jüpiter yolculuğunda görüntülenmiş bir asteroittir.
Üzerindeki konkav görünümlerin krater olmayıp ana asteroitten koparken
meydana geldiği düşünülmektedir. Gaspra'nın zayıf,düzgün olmayan bir
gravitasyon alanına sahip olduğu tespit edilmiştir. Eros'un boyutları
33x13x13 km yoğunluğu 2.7 kg/(cm)3 dür. Yerküreye yakın bir
konumdadır.Fiziksel ve geometrik parametrelerinin bu kadar kesinlikle
bilinmesi uzay programları çerçevesinde gönderilen uzay araştırmaları
gemilerinin asteroitlerin yakına kadar gidebilmeleridir. Mathilde Mars
ve Jüpiter arasında yer alan fakat Jüpiter'e daha yakın boyutları
66x48x46 km olan oldukça büyük bir gök cismidir.Yerküreye uzak olmasına
rağmen uzay gemileri Mathilde'nin yakınlarına kadar sokularak değerli
bilgiler toplamayı başarmışlardır. Siyah görünümlü içeriği kömür olan
bir gök cismidir. Üzerinde dikkat çeken dev kraterler bulunmaktadır. Bu
kraterler büyük bir olasılıkla kozmik trafik kazalarının sonucu oluşan
izlerdir. Görüldüğü gibi asteroitler güneş Jüpiter, Mars ve Dünya
yakınlarında adeta dans etmektedirler. Bu kozmik hareketliliği anlamak
için Dünya gözlerini dört açmış kulaklarını dikleştirmiş olanı biteni
görmek ve duymak için olağanüstü bir gayret göstermektedir.Düşman mı
dost mu oldukları belli olmayan bu ilginç oluşumları anlamak için
yüzeylerine insansız da olsa inmeyi tasarlamaktadır.
Şeklin ortasında sarı küçük küre Güneş'i.çevresindeki çember(esasında
yörünge elipstir ancak burada anlaşılması için çember olarak
çizilmiştir) Dünya'nın yörüngesini temsil etmektedir.Dünya ise bu
ölçekte çember üzerinde dönmekte olan sadece bir nokta gibi görünür.
Asteroit kuşağı ise Mars ve Jüpiter yörüngeleri arasında bulunur.Güneş
sisteminin en büyük kütleli gezegeni olan Jüpiter'in kütle(20 katrilyon
çarpı trilyon kg,yani 318 Dünya kadar büyük) çekim alanı çember içinde
düzensiz hareket etmekte olan asteroitleri bu bölgede tutar. Diğer bir
değişle Jüpiter kütle-çekim alanı asteroitlerin bu bölgeden dışarı
çıkmasını engeller. Ancak kütle-çekim alanlarındaki düzensizlikler
nedeni ile,zaman zaman asteroitlerin Jüpiter çekiminden kurtularak
diğer gezegenlerin yörüngelerine yaklaşırlar. Apophis Jüpiter çekim
alanından kurtularak dünya yörüngesine yaklaşmakta olan bir
asteroitdir. Şekilde Güneşe yakın gezegenler ile Asteroit kuşağının
konumları yakın planda gösterilmiştir. Jüpiter'in devasa kütlesi
Dünyayı asteroit yağmurundan koruyan bir şemsiye gibidir.
Yerküreye çarpma olasılığı sıfır olmayan Apophis'i bilim ve teknoloji 2029 yılına kadar mutlaka zararsız hale getirecektir.
olarak vermiştir.Ancak hızı ve yörüngesi hakkında daha ayrıntılı
bilgiler elde edildikçe, davetsiz misafirin 2029 yılında yerküreye
32000 km kadar yaklaşacağı ve çarpma ihtimalinin %3 olacağını
göstermiştir. Yerküreye asteroit'lerin çapması ender de olsa rastlanan
bir olaydır. 50000 sene önce Arizona 1908 senesinde Sibirya
asteroitlere ile tanışmıştır. Arizona krateri çarpışmanın olağan
üstülüğünü gösterir. Sibirya da 2000 km karelik ormanı yakıp yıkmış
araziyi dümdüz etmiştir.
Apophis'in az da olsa Dünya'ya çarpma olasılığı ciddi
bir endişe yaratmıştır.ABD uzay ve havacılık dairesi NASA ve Avrupa
uzay ajansı yerkürenin başına dert açacak asteroitleri ciddiye alarak
ayrıntılı bir çalışma yapmayı kararlaştırmışlardır.
Uzay mühendisleri ve gökbilimciler yerküre ile kesişecek yörüngelerde
ve hızlarda hareket etmekte olan asteroit'lerin yörüngelerinin nasıl
değiştirileceğini araştırmaktadırlar. Bu hem teorik açıdan hem de
teknik açıdan kolay bir iş değildir. Nasıl yerküre atmosferine giren
her cisim Dünyanın merkezine doğru gittikçe artan hızlarda düşerse çok
uzaklardan yakınımıza gelen asteroit'lerde benzer şekilde yeryüzüne
düşerler ve derin çukurlar açarlar.
Büyük bir asteroit'in,örneğin karaya değil de Akdeniz'e veya
okyanuslardan birine düşmesi tusunamiye bile neden olabilir. Yani Dünya
bir doğa felaketi ile karşı karşıya kalabilir.Bu bilinmeyenler olayın
önemini artırmaktadır. Ay Dünyadan 38000 km uzaktadır.Yapılan hesaplar
Apophis'in Dünya'ya Ay'dan daha yakın bir konumdan geçeceğini
göstermektedir.
Böylesine yüksek hızlarda hareket etmekte olan bir asteroit'in
yerküreye bu kadar yaklaşması akılları karıştırmıştır. Şayet gerçekten
böyle bir çarpışma yaşanırsa sonuçlarının ne olacağı tahmin edilemez.Bu
endişeleri paylaşan gözlem evleri yerküreyi tehdit etmekte olan tüm
asteroit'leri dikkatle izlemektedirler.
Yörüngelerinden saptırılan asteroitlerin,Apophis örneğinde olduğu
gibi,yerküreyi tekrar tehdit etmeleri yörünge üzerinde bulunan dar bir
koridordan geçmeleri nedeni ile meydana gelir.Önemli olan
asteroit'lerin bu dar koridor dışına itilerek yerküreyi tehditten
kurtarabilmektir.
Gelecekte de Dünya'ya çarpma olasılıkları sıfır olmayan asteroitler
gözlenecektir.NASA yörüngeleri yerküre yakın,boyutları 1km ve daha
büyük tüm asteroitleri belirleyen bir çalışma yürütmektedir.1994
yılında Shoemaker kuyruklu yıldızının Jüpeter'e çarpması ve çarpışmanın
gözlenmesi ,bir gezegen ile bir kuyruklu yıldızın veya bir asteroitin
çarpışmasının düşük bir olasılık olmadığını kanıtlamıştır.
Yani uzayda kozmik trafik kazaları olup durmaktadır.Toplum,özelikle
bilimsel çevreler yerkürenin de böyle bir risk taşıdığının
farkındadır.Geçmişte Hayley kuyruklu yıldızının felaket getireceği
inancı yerküreye çarpacağı endişesinden kaynaklanmıştır.Newton
kanunları Hayley ile yerkürenin çarpışma olasılığını sıfır olarak
verir,ancak bu asteroitler içinde sıfır olacağı anlamına gelmez.
Uzmanlar yerküreyi tehdit eden kozmik külhanbeyleri roketler ile
vurulup üzerlerinde nükleer bombalar patlatarak yörüngelerinden
saptırmayı ve Dünyadan uzaklaştırmayı düşünmektedir. Uzayda hiçbir yere
bağlı olmadan aylak aylak dolaşan serseri asteroitleri böylece
yerküreden uzaklaştırılmayı planlamaktadırlar.Düşünülen diğer bir
teknik ise asteroit'in yakınında bulunan yörüngeye bir uydu
oturtmaktır.
Uydunun asteroit'e uygulayacağı gravitasyon yani kütle-çekim
kuvvetinin,bir moloz yığını olan asteroitleri parçalara ayırarak
dağıtacağı düşünülmektedir. Kütlesi azalan asteroit yörüngesini
değiştirerek yerküreden uzaklaşır. Bu tekniğin uygulanabilmesi için
asteroit yörüngesinin kesin olarak bilinmesi gerekir. Böyle bir uzay
projesinin maliyeti yüzlerce milyon doları bulur. Şekilde bir
astereoit'in yerküreden atılan bir roketle parçalanmasının temsili bir
çizimi verilmiştir.
Çok sayıda bilim insanının üzerinde ciddiyetle durduğu,ABD ve AB
Japonya gibi gelişmiş ülkelerin bütçelerinden önemli miktarlar
ayırarak,anlamaya çalıştığı asteroitler ne menem şeylerdir?
Nasıl meydana gelmiş,nasıl hareket ederler? Nelerden
yapılmışlardır?Esasında hiçbir kimse bir asteroit'i yakından
görmemiştir.Büyük bir olasılıkla Ay'a benzeyen gök cisimleridirler.
Ay'ya göre küçük kütleli olmaları nedeni ile hiçbir uzay gemisi
asteroit nedeni ile yolundan sapmamış ve hiçbir astronot böyle bir gök
cisminin varlığının farkına varamamıştır.Optik teloskoplar ile yapılan
gözlemlerden şekillerinin armuttan elmaya,büyük bir kuru fasulyeden
yılan başına,kadar her şeye benzediği görülmüştür.Yani asteroitlerin
belli bir şekli yoktur .Şekilde, Eros ve Gaspra ve Mathilde
asteroitlerinin fotoğrafları verilmiştir
Gaspra - Eros - Mathilde
Güneş sistemi içinde asteroitler genelde Jüpiter ile Mars yörüngeleri
arasında oluşan kozmik bir kuşak üzerinde bulunurlar. Bunlardan
bazıları Mars yörüngesine bazıları Jüpiter yörüngesine yakın
konumdadırlar. Ayrıca Jüpiter yörüngesi yakınlarında Trojan
asteroitleri yer alır. Bunlar Dünya için bir tehdit oluşturmaz. Mars ve
Dünya arasındaki asteroit yoğunluğu Jüpiter ve Mars arasındaki
yoğunluğa göre çok düşüktür.
Sanki güneş sistemi oluşurken yerküre kütle-çekim kuvveti perdelemesi
ile asteroit çarpmalarından korunmuştur.Buna rağmen perdelemeden
kurtulan az sayıda asteroit Dünya yörüngesine yakın konumlardan
geçerler. Aphosis de perdelemeyi delen bir asteroittir.
Mars yörüngesine yakın kuşağı oluşturan asteroitler genelde taş ve
demir içeren gök cisimleridir.Dış kuşakta yer alan asteroitler ise koyu
renkli karbon içeriklidirler. Güneş sistemi içinde asteroitlerin
oluşturduğu kuşak şekilde verilmiştir. Temsili çizimden görüleceği gibi
Jüpiter ve Mars arasında yer alan milyonlarca asteroit Jüpiter'in
kütle-çekim alanından kurtulması düşük bir olasılıktır. Sanki Güneş
sisteminin devasa gezegeni Jüpiter büyük kütlesi ile Dünyayı asteroit
bombardımanından korur.
Gaspra boyutları19x12x11km olan ,1991 yılında Galileo adına düzenlenen Jüpiter yolculuğunda görüntülenmiş bir asteroittir.
Üzerindeki konkav görünümlerin krater olmayıp ana asteroitten koparken
meydana geldiği düşünülmektedir. Gaspra'nın zayıf,düzgün olmayan bir
gravitasyon alanına sahip olduğu tespit edilmiştir. Eros'un boyutları
33x13x13 km yoğunluğu 2.7 kg/(cm)3 dür. Yerküreye yakın bir
konumdadır.Fiziksel ve geometrik parametrelerinin bu kadar kesinlikle
bilinmesi uzay programları çerçevesinde gönderilen uzay araştırmaları
gemilerinin asteroitlerin yakına kadar gidebilmeleridir. Mathilde Mars
ve Jüpiter arasında yer alan fakat Jüpiter'e daha yakın boyutları
66x48x46 km olan oldukça büyük bir gök cismidir.Yerküreye uzak olmasına
rağmen uzay gemileri Mathilde'nin yakınlarına kadar sokularak değerli
bilgiler toplamayı başarmışlardır. Siyah görünümlü içeriği kömür olan
bir gök cismidir. Üzerinde dikkat çeken dev kraterler bulunmaktadır. Bu
kraterler büyük bir olasılıkla kozmik trafik kazalarının sonucu oluşan
izlerdir. Görüldüğü gibi asteroitler güneş Jüpiter, Mars ve Dünya
yakınlarında adeta dans etmektedirler. Bu kozmik hareketliliği anlamak
için Dünya gözlerini dört açmış kulaklarını dikleştirmiş olanı biteni
görmek ve duymak için olağanüstü bir gayret göstermektedir.Düşman mı
dost mu oldukları belli olmayan bu ilginç oluşumları anlamak için
yüzeylerine insansız da olsa inmeyi tasarlamaktadır.
Şeklin ortasında sarı küçük küre Güneş'i.çevresindeki çember(esasında
yörünge elipstir ancak burada anlaşılması için çember olarak
çizilmiştir) Dünya'nın yörüngesini temsil etmektedir.Dünya ise bu
ölçekte çember üzerinde dönmekte olan sadece bir nokta gibi görünür.
Asteroit kuşağı ise Mars ve Jüpiter yörüngeleri arasında bulunur.Güneş
sisteminin en büyük kütleli gezegeni olan Jüpiter'in kütle(20 katrilyon
çarpı trilyon kg,yani 318 Dünya kadar büyük) çekim alanı çember içinde
düzensiz hareket etmekte olan asteroitleri bu bölgede tutar. Diğer bir
değişle Jüpiter kütle-çekim alanı asteroitlerin bu bölgeden dışarı
çıkmasını engeller. Ancak kütle-çekim alanlarındaki düzensizlikler
nedeni ile,zaman zaman asteroitlerin Jüpiter çekiminden kurtularak
diğer gezegenlerin yörüngelerine yaklaşırlar. Apophis Jüpiter çekim
alanından kurtularak dünya yörüngesine yaklaşmakta olan bir
asteroitdir. Şekilde Güneşe yakın gezegenler ile Asteroit kuşağının
konumları yakın planda gösterilmiştir. Jüpiter'in devasa kütlesi
Dünyayı asteroit yağmurundan koruyan bir şemsiye gibidir.
Yerküreye çarpma olasılığı sıfır olmayan Apophis'i bilim ve teknoloji 2029 yılına kadar mutlaka zararsız hale getirecektir.