Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

A'dan Z'ye Satranç Tarihi

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1A'dan Z'ye Satranç Tarihi Empty A'dan Z'ye Satranç Tarihi Salı Eyl. 08, 2009 5:41 pm

can0war

can0war
Scholars Araştırma Ekibi
Scholars Araştırma Ekibi

Satranç Tarihi

Satranç, bakış açısına göre ya inanılmaz derecede eski ya da dikkate değer şekilde yenidir. Satranç kurallarının, 7. yüzyıldan günümüze kadar nasıl geliştiğinin hikayesi çok karışık ve şaşırtıcıdır:


Satrancın atası MS 600'de oynanan Çaturanga isimli oyundur.
Tarihçiler satrancın (daha doğrusu çaturanga'nın) din zulmünden kaçan budist rahipler yoluyla Çin'e götürüldüğünü düşünmektedirler. Çin satrancı 8. yüzyılın sonunda ortaya çıkmıştır ve onu Japon versiyonu Şogi takibetmiştir.

Öteki yöne dönüldüğünde, satranç 625 yılları civarında Pers ülkesine ulaşmıştır (Bugünkü İran). Persler bu oyuna Çatrang ismini vermişlerdir. Araplar satranç hastalığına 25 yıl sonra yakalanmışlar ve Şatranç ismini vermişlerdir.
Emeviler İspanya'yı 700 yılında işgal ettiklerinde, yanlarında satrancı da getirmişlerdir. Bizans İmpratorluğu ile de karşılaşma önemli bir dönüm noktasıdır.

Yüzyıllarca satranç yavaş stratejik bir oyundu. 1400'lü yılların sonunda iki uzun menzilli taşın (Fil ve Vezir) icadıyla oyun hareketlendi. Oyun bu taşlarla beraber çok heyecanlı hale geldi ve bir süre sonra İspanya'dan tüm Avrupa'ya yayıldı.
Rok kuralı çok daha yavaş kabul edildi. Başta Şah istisnasız en fazla bir kare ilerleyebilirdi. Ama Fil ve Vezirin oyuna dinamik bir şekilde katılımından sonra Şahın biraz yardıma ihtiyacı olduğu anlaşıldı. Orta çağlarda bir süre rok hareketi iki hamlede gerçekleştirildi. Ama 1600'lerin başında artık bir hamlede rok hareketi kural haline gelmişti. Şah ve Kalenin rok hareketiyle tam olarak nereye yerleştirileceği ancak 17.yüzyılda belirlendi ve İtalyanlar kendilerine özgü rok hareketine 1900'lere kadar sahip çıktılar.

İlk resmi uluslararası satranç turnuvası 1851'de İngiltere, Londra'da düzenlendi. Bu turnuvada İngiltere şampiyonu Howard Staunton herkes için geçerli olması gereken Satranç Kuralları'nın (rok, geçerken alma berabere kuralları,dokunulan taşı oynama kuralı vb.) onaylanma gerekliliğini tartışmaya açtı. Ne var ki bu hayalin gerçekleşmesi ancak bugün FIDE (Federation Internationale des Echecs) ismi altında bilinen uluslararası bir satranç federasyonunun kurulmasıyla mümkün oldu.

FIDE tarafından, internet üzerinden satranç, bilgisayar, satranç programları gibi gelişmeler doğrultusunda "Satranç Kuralları" nın yeni düzenlemeleri yapılmaya devam edilmektedir.



Satrancın Kökleri
Kralların oyunu Hint kökenli

Satranç oyununun kökeni bulundu: Satranç, İ.S. 450 yıllarında Hindistan’da gelişmiş. Bir Alman kültür tarihi araştırmacısı, satrancın Çin veya İran oyunu değil, aslında Hindistan’da geliştirilmiş bir savaş stratejileri ve taktik geliştirme yöntemi olduğunu ortaya çıkardı.
Zaman 6.yy’ın ortaları. Kuzey Hindistan’ın Kanauj kentinden yola çıkan kervan Pers hükümdarına sunulacak hediyeleri taşıyordu. Hintlilerin 1000 deve ve 90 filin sırtına yükledikleri altın, misk, tütsü, ipek ve Hint kılıçları arasında, çok değerli bir armağanı da götürüyordu: 16’sı zümrüt, 16’sı yakuttan yontulmuş 32 oyun taşı ve Hintlilerin 64 kareli geleneksel oyun tahtası ‘astapada’dan oluşan satranç takımıydı bu.
Pers şairi Firdevsi, kuzey Hindistan’dan Pers kenti Ktesiphon’a yollanan söz konusu kervanı Şehnameye aktarmış ve böylece tarihte ilk kez bir satranç oyununun bir ülkeden diğerine götürüldüğünü belgeleyen kişi olmuştu.

Oyun değil

Bu değerli oyun, Pers hükümdarlarının zekalarını ve bilgeliklerini ölçmek için gönderilmişti. Bu diplomatik yolculuk şimdi yıllardan beri satranç oyununun kökeni üzerindeki tartışmaya son verecek bilimsel bir dayanak haline geldi.
Münihli kültür tarihçisi Renate Syed: ’Satrancın sanıldığı gibi Çin veya İran’da değil, Hindistan’da keşfedildiğinden eminim’ diyor. Ona göre satranç eski oyunlardan değil, savaş taktiklerinden gelişmişti. Sanskritçe ismi ‘caturanga’ da buradan geliyordu zaten. Yani satranç aslında oyun değil savaş stratejileri ve taktik geliştirme yöntemiydi.
Hindistan’da ilk olarak İ.S.630 yılında Kanauj kentindeki gelişmeleri anlatan Şehname’de ele alınan satrançtan, Kamasutra gibi İ.S.450 yılına ait kapsamlı kaynaklarda henüz söz edilmemekte. Syed, satrancın 450 yıllarında Kanauj kenti civarında keşfedilmiş olduğunu ve o tarihlerde kendilerine benzeyen toplulukları arayanlar tarafından geliştirildiğini tahmin ediyor.

Bölgedeki hükümdarlar kendi aralarında ‘toplumsal önemi çok büyük olan’ savaşlar düzenliyor ve karmaşık satranç kurallarına göre dört bölüklü ordularını (ordu da caturanga olarak adlandırılmıştı) çevredeki geniş ovalarda çarpıştırıyorlardı. Köylülerden oluşan piyadeler kurban olarak önden ilerlerken, taarruz birlikleri karşı cephedeki piyade ve süvarileri korkutup ezebilmeleri için zırhlı fillerle korunuyordu. Okçular dört koşumlu savaş arabalarını büyük bir hızla düşman hatlarına doğru sürüyor ve süvariler düşmanı çevreleyerek kıstırmaya çalışıyorlardı.

Entelektüel girişim

İşte kan ve onur kokan atmosferde, satranç oyununun ilk örneği kendiliğinden gelişmişti diyor Syed, Spiegel dergisinde yayımlanan yazıda. Savaş, Brahmanlar için son derece entelektüel bir girişimdi. Çünkü Hintli bilginler çarpışmaların başarılı geçmesi için teorik tecrübeler edinerek yeni savaş taktikleri ve hileler geliştiriyordu.

Peki ama karmaşık savaş teorilerini heykelciklerle üretmek nereden akıllarına gelmişti? Bunu anlamak pek zor değil, çünkü Hint kültüründe resmin önemli bir yeri vardı. Mesela savaş hazırlıkları ya da savaş sahneleriyle ilgili görüntüler Brahmanlar tarafından saray halılarına işleniyordu. Savaş taktikleri için oyun taşlarının kullanılmış olması bu yüzden hiç de şaşırtıcı görünmüyor. Ayrıca şimdiye dek oyuncak ya da kült objesi olarak tanımlanan asker, süvari ve fil heykelcikleri de bu tabloyla birebir örtüşmekte.

Oyuna dönüştü

Belli bir zaman sonra bilginler Hindistan’da zaten uzun bir süredir kullanılmakta olan 64 kareli oyun tahtasını bu satranca uyarlamış ve satranç oyunun yolunu açmışlardı.

Satranç oyunu, figürleri ve hareketleriyle gerçekten de Hint ordusundaki savaş kurallarını andırıyor. Oyun tahtası üzerinde de köylüler (piyonlar) önde saldırıyor. Satranç tahtasının bir tarafından diğer tarafına kadar düz olarak gidebilen kalenin hareketi, savaş arabasının manevrasını yansıtırken atın L şeklindeki hamlesi de süvari birliklerinin düşmanı usta bir şeklide kıstırma taktiğine dayanıyor.

Ordudaki kurallara göre kral önündeki piyade birliklerince korunarak arka sıradan ağır adımlarla ilerlemekteydi.

400 farklı pozisyon

Syed’e göre satranç oyunundaki iki fil ve vezir figürü de eski Hindistan’daki savaş stratejilerini oyun tahtasına taşımıştı. Filler zırhlılara benzer biçimde düz hareket edebilirken vezir, bugünden farklı olarak yalnızca yakınındaki dört karede çapraz olarak ilerleyebiliyordu.

‘En saygın ailelerden gelen vezirler cephede kralın yanında yer alıyordu’ diye açıklıyor Syed. Arapların, ordularını çok sayıda at ve deveyle takviye etmelerinden sonra vezir bugünkü satranç oyunundaki uzun hamlesine kavuşmuştu (vezirin hareketi fil ile kalenin hareketlerinin birleşimidir).

Araştırmacı, satrancın aristokratların zeka oyunu olduğunu ve asla iddialara sahne olmadığını savunuyor. Hintliler kısa bir zaman sonra taşların siyah-beyaza dönüşmesinin ardından oyunda 400 farklı pozisyonun yakalanabileceğini de keşfediyorlar.

Bu asil oyunu İ.S.565 yılında kervanıyla Pers ülkesine gönderen kişi Kanauj kentinde hüküm süren Muakhari hanedanından kral Sarvavarman idi.

Armağanı kabul eden hükümdar Khusrau Anushirvan’ın bu değerli oyun takımına dokunup dokunmadığı bilinmese de, en azından Wazurgmihr adındaki bir bilgeden oyunun kurallarını öğrenmeye çalıştığı söyleniyor.

Üstelik bilge, satrancın savaş kurallarına uygun olarak geliştirildiğini bulmuş, ancak bu oyunun Perslere pek yararı olmamış. Bilindiği gibi Persler birkaç on yıl sonra Arapların istilasına uğrayacaktı.




Satrancın Kilometere Taşları.Ö 4000 :

Mısır'da Kraliçe Nefertiti'ye ait pramitin üzerindeki plaka kayıtlar, satrançla ilgili bilinen ilk dökümanlardır.

İ.Ö 13'üncü yüzyıl :
Troya Kuşatması sırasında Palamades'in bu oyunu bildiği ve bu nedenle "Tahta At" ile tuzak kurma fikrini geliştirip uyguladığı bilinmektedir.

İ.Ö 218 :
Kartacalı Hannibal Romalılar'a karşı fillerle kuzeyden saldırma stratejisini geliştirip başarılı bir biçimde uyguladı. Ancak, iklim koşullarını hesaba katmamış olması, yüksek askeri ve satranç dehasının yanında yaşının genç oluşunun getirdiği deneyimsizlikten kaynaklanıyordu.

mesajın devamı aşağıdadır!

2A'dan Z'ye Satranç Tarihi Empty Geri: A'dan Z'ye Satranç Tarihi Salı Eyl. 08, 2009 5:41 pm

can0war

can0war
Scholars Araştırma Ekibi
Scholars Araştırma Ekibi

İ.S 380 :
Satrançla ilgili bulunan ilk yazılı belgelere, Hint hükümdarı II. Chandragupta zamanında ve "Çaturanga" adlı Sanskritçe oyunda rastlanmaktadır.

531 - 579 :
Bu dönemde yaşayan İran Şahı I. Hüsrev'e satranç takımı hediye edildi ve oyun "Çatrang" adını aldı.

600 :
Hindistan'ın Pencap bölgesinde oyunun normları bugünkü biçimini aldı. Aynı yıl Araplar'ın İran'ı istila etmesi ile oyun Arap ve İslam dünyasında kabul gördü ve adı "Satranj" olarak değişikliğe uğradı. Yine bu yıllarda satrancın, Çin'de "Sat-RanÇu" adıyla oynanmaya başlandığı bilinmektedir.

714 :
Said İbn-i Cubayır'ın satrancı körleme oynadığı bilinmektedir.
800 :
Emevi Devleti, satrancı İspanya'ya taşıdı. Harun Reşid, Fransa Kralı Charlemagne'ye satranç takımı armağan etti.

834 - 842 :
İlk satranç problemi Bağdat'ta Halife Muttasım Billah tarafından hazırlandı.

946 :
Bulunduğu çağın en güçlü satranççısı olarak Türk Assuli kabul edilmektedir.

1000 :
Satranç, Bizanslılar, Ruslar ve Vikingler tarafından da oynanmaya başlandı.

1011 :
Firdevsi'nin ünlü "Şehname" sinde satranç oyununa geniş biçimde değinilmektedir.

1061 :
Kilise, satrancı İslam kültürünün bir parçası olarak ilan etti ve oynayanları aforoz etti.

1200 :
Fransız romanı "Huon de Bordeaux" da, Huan, Kral Ivory'nin kızıyla, kazanırsa geceyi birlikte geçirmek ve yenilirse başının kesilmesi koşuluyla satranç oynadı.

1283 :
"Akıllı Alfons'un Oyunları" adlı kitap, bilinen ilk satranç kitabıdır.

1475 :
Avrupa'da oyunun içine Kraliçe (Vezir) ve Papaz (Fil) dahil edilerek, oyunun üstünde bulunan İslam kültürünün bir parçası olma gerekçesi ve dolayısıyla da aforoz edilme tehlikesi ortadan kaldırıldı. Bu da satranç zekasının en despot kafa yapılarını bile ikna ederek düzeltebildiğinin diğer bir işaretidir.

1492 :
Kristof Kolomb, Marco Polo'nun doğu serüvenlerini okuduktan sonra çok etkilenmiş, yaşam biçimini buna göre yönlendirmiş ve uzun deniz yolculuklarına çıkarken yanına aldığı eşyaların arasına satranç takımını da koydu.

1495 :
İlk pratik satranç kitabı İspanya'da Lucena tarafından yazıldı. El yazması olarak 20 bin kopyasının çoğaltıldığı bilinmektedir.

1510 :
Yavuz Sultan Selim, şehzade iken sivil kıyafetle Safevi Devleti'nin başındaki Şah İsmail ile ünlü satranç karşılaşmasını yaptı. Yavuz Sultan Selim, 1514'de Safevi Devleti'ni devirdiğinde, elde edilen ganimetler arasında 8 bin adet satranç takımının bulunduğu arşivlerde yer almaktadır.


1575 :
İlk uluslararası satranç müsabakası Madrid'te Kral II. Philip'in sarayında yapıldı.

1700'ler :
Satranç kafeleri moda haline gelmeye başladı.

1747 :
Fransız Philidor, Suriyeli Stamma'yı 8-2 yendi.

1749 :
Philidor'un yazdığı "Analyze des Echecs" de satranç, tarihi belgelere dayanılarak anlatıldı. Bu belgelere göre Heredot, Euripedes, Pliostratus, Homer, Virgil, Aristotle, Seneca, Plato, Ovid, Horace, Quintilian ve Martial'ın satranç oynadığından söz edilmektedir.

1769 :
İlk satranç makinesi "Türk", Baron Von Kempelen tarafından icat edildi.

1783 :
Philidor aynı anda üç kişi ile oynayarak ilk çoğul gösteriyi gerçekleştirdi.

1790 :
Sir William Jones'un "On the Game of Chess" adlı kitabı yayımlandı.

1793 :
Eyles Irwin'in "Account of the Chinese Game of Chess" adlı kitabı yayımlandı.


1795 :
Philidor öldü. Verdoni, Sarratt ve Deschalpelles sonraki otuz yılın en güçlü satranççıları oldular.

1801 :
Captain Cox'un "On the Burmha Game of Chess" adlı kitabı yayımlandı.

1804 :
İlk posta yolu ile oynanan satranç oyunu Breda ve Hague oyuncuları arasında gerçekleşti.

1813 :
9 Haziran 1813 tarihinde, dünyada ilk kez Liverpool Mercury gazetesi satranca köşe ayırdı.

1824 :
Londra - Edinburg arasında yazışmalı satranç maçı oynandı ve Edinburglular iki galibiyet, iki beraberlik ve bir yenilgi ile maçı kazandılar.

1836 :
İlk satranç dergisi olan "La Palamade" Paris'te yayımlandı.

1844 :
İlk telgraf ile maç Baltimore ve Washington DC kentleri arasında oynandı.

1854 :
İlk problem yarışması Londra'da yapıldı. Walter Grimshaw kazandı. Yarışmaya yalnızca İngilizler katıldı.

1857 :
Murphy aynı anda 51 yarışmacıya karşı oynadı.

1859 :
Rusya'da ilk satranç dergisi "Shakhmatny Listok" yayımlandı.

1876 :
New York'ta parlak ödüllü turnuva gerçekleşti.

1878 :
Telefonla ilk satranç maçı İngiltere, Derbyshire'de gerçekleşti.

1881 :
"British Chess Magazine" yayımlanmaya başladı. (Kesintisiz olarak hala yayımlanmaktadır)

1883 :
Londra turnuvasında, Thomas Bright Wilson'ın tasarımladığı satranç saatleri kullanılmaya başlandı.

1886 :
İlk resmi dünya şampiyonluk maçı Steinitz ve Zukertot arasında gerçekleşti. (+10 = 5-5) skorla Steinitz Dünya Şampiyonu oldu.

1887 :
Londra satranç ligi kuruldu.

1895 :
İsviçre Zürih'te yapılan turnuvada Dr. J.Muller'in geliştirdiği "İsviçre Sistemi" denilen eşlendirme kullanıldı.

1902 :
İlk radyo ile satranç karşılaşması Atlantik'te gerçekleşti.

1924 :
Uluslararası Satranç Federasyonu FIDE kuruldu. (Federation Internationale des Eches)

1928 :
Uluslararası Yazışmalı Satranç Federasyonu IFSB kuruldu. (International Fernschach Bund)

1945 :
ABD - SSCB arasında radyo ile satranç maçı oynandı. (Maç, İkinci Dünya Savaşı'nın bitimini kutlama etkinlikleri kapsamında düzenlenmişti.)

1950 :
FIDE satrançta unvanları vermeye başladı. (IGM, IM gibi.)

1951 :
Yirmi yaş altı Dünya Şampiyonluğu maçları başladı.

1952 :
Kenneth Harkness, turnuvalarda "kuvvet puanı" (rating) hesaplamalarını gerçekleştirdi.


1953 :
Yazışmalı Satranç Federasyonu unvan vermeye başladı.

1957 :
Bayanlar, satranç olimpiyatlarına dahil edildi. Avrupa şampiyonası yapıldı.

1958 :
Bilgisayarlarda satranç oynanmaya başlandı.

1971 :
Avrupa Gençler Şampiyonası yapıldı.

1972 :
Fischer, dünya şampiyonluğunu Ruslar'dan alan ilk batılı dünya şampiyonu oldu.

1975 :
Fischer satrancı bıraktı ve milyonlarca doları reddetti.

1976 :
Satranç bilgisayarları evlerde kullanılmaya başlandı.

1996 :
Kasparov dünyanın en gelişmiş bilgisayarı olan IBM Deep Blue'yu 4-2 yendi.

1997 :
Kasparov geliştirilmiş IBM Deep Blue'ya karşı 3-1/2-2-1/2 skorlarla maçı kaybetti. Bu olay dünya satranç tarihinde bir dünya şampiyonunun bilgisayara karşı kaybettiği ilk maç olarak tarihe geçti

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz