XVI . Yüzyıl başlarında Orta Meksika’da ileri bir uygarlıkla karşılaşıldı. Aztek'lerin muhteşem bir mimarisi , titiz kayıt tutma yöntemleri ve Avrupalılardan çok daha üstün astronomi takvimleri vardı. Azteklerin sanat eseriyle karşılaşan Albert Düver Ağustos 1520’de şunları yazıyordu : “ şimdiye dek böyle bir şey görmedim “ bu Azteklerin astronomi takvimiydi. Azteklerin kitaplarıyla karşılaşan aydınlar bu kitaplardan biri için “ neredeyse Mısırlıların kitaplarını andırıyor” diyerek hayranlıklarını ifade ettiler. Başkentleri Tenochtitlan’ı dünyanın en güzel kentlerinden biri olarak nitelediler. Bir düzenin egemen olduğu ve iyi örgütlenmiş oldukları belliydi. Azteklilerin gelişimiyle ilgili yorumlarda dünya-dışı varlıkların rol oynadığı yaygın bir şekilde belirtilmektedir.
Toltekler ve Aztekler de yazıtlarında Tanrı KUTZALKOALTL’ın (Quetzalcoatl) parlak gezegen Venüs’ten geldiğini söylüyorlar ve ondan yazıtlarında şöyle bahsediyorlardı:
“ Sonraları o, Tulla şehrinin boğucu zehrinden kaçarak eski şehir Tlapallan’a yerleşti. Arkadaşları ile birlikte geldiği yere dönmek üzere kuş kılığında batı denizine doğru uçarak uzaklaştı. Çok sevdiği halkından ayrılıp gitti.”
Güney Amerika halklarının ısrarlı bir şekilde kendilerini eğitmek üzere , çoğu kez Venüs’ten uçan araçlarla gelen , farklı , üstün niteliklere sahip, beyaz tenli bir ırktan söz etmeleri dünya UFO tarihçesine önemli bilgiler katıyor.
Sadece geçmişte değil, her zaman , günümüzde bile Güney Amerika ve D.D dışı varlıklar arasında sıkı bir bağ var. Venezuela’da Peru’da, Arjantin ya da Brezilya da yaşayan 20. yüzyıl insanları, toplumun hangi tabakasından gelirlerse gelsinler, D.D uygarlıklar ve UFO’ların gerçekliği fikrini normal karşılıyorlar, karşı çıkmıyorlar. Bu gerçeğe karşı çıkmanın ne kadar anlamsız olduğunu biliyorlar. Belki genlerinde bu bilgiyi taşıdıklarından, belki de kültürlerinin yapısında D.D bağlantı unsurları sıkı bir şekilde yerleşmiş olduğundan...
Aztek Uygarlığı Meksika Vadisi’nde kuzey ve güneydoğuya doğru 800 millik bir arazi içinde yayılmışlardı. Ada şehirleri Tenochtitlan’ı anakaralara bağlamak için geçitler yapmadaki, su kemerleri oluşturmadaki, kanalizasyon sistemi, sulama kanalları ve barajlar kurmadaki mühendislikleri mükemmeldi. Eğitim de toplumlarının önemli bir parçasıydı. Diğer pek çok kadim uygarlıkta gördüğümüz benzer hikayeleri ve aynı yıldız ve gezegenlerin isminden bahsedildiğini Aztek Uygarlığı’nda da görmekteyiz.
Yine O "Göklerden Gelen Varlıklar"..
Aztek mitolojisine göre, Tanrı Quetzalcoatl parlak gezegen Venüs’ten gelmişti ve ondan şöyle bahsediliyordu;
“Sonraları o, Tulla şehrinin boğucu zehrinden kaçarak eski şehir Tlapallan’a yerleşti. Arkadaşları ile birlikte geldiği yere dönmek üzere kuş kılığında batı denizine doğru uzaklaştı, çok sevdiği halkından ayrılıp gitti"
Toltekler ve Aztekler de yazıtlarında Tanrı KUTZALKOALTL’ın (Quetzalcoatl) parlak gezegen Venüs’ten geldiğini söylüyorlar ve ondan yazıtlarında şöyle bahsediyorlardı:
“ Sonraları o, Tulla şehrinin boğucu zehrinden kaçarak eski şehir Tlapallan’a yerleşti. Arkadaşları ile birlikte geldiği yere dönmek üzere kuş kılığında batı denizine doğru uçarak uzaklaştı. Çok sevdiği halkından ayrılıp gitti.”
Güney Amerika halklarının ısrarlı bir şekilde kendilerini eğitmek üzere , çoğu kez Venüs’ten uçan araçlarla gelen , farklı , üstün niteliklere sahip, beyaz tenli bir ırktan söz etmeleri dünya UFO tarihçesine önemli bilgiler katıyor.
Sadece geçmişte değil, her zaman , günümüzde bile Güney Amerika ve D.D dışı varlıklar arasında sıkı bir bağ var. Venezuela’da Peru’da, Arjantin ya da Brezilya da yaşayan 20. yüzyıl insanları, toplumun hangi tabakasından gelirlerse gelsinler, D.D uygarlıklar ve UFO’ların gerçekliği fikrini normal karşılıyorlar, karşı çıkmıyorlar. Bu gerçeğe karşı çıkmanın ne kadar anlamsız olduğunu biliyorlar. Belki genlerinde bu bilgiyi taşıdıklarından, belki de kültürlerinin yapısında D.D bağlantı unsurları sıkı bir şekilde yerleşmiş olduğundan...
Aztek Uygarlığı Meksika Vadisi’nde kuzey ve güneydoğuya doğru 800 millik bir arazi içinde yayılmışlardı. Ada şehirleri Tenochtitlan’ı anakaralara bağlamak için geçitler yapmadaki, su kemerleri oluşturmadaki, kanalizasyon sistemi, sulama kanalları ve barajlar kurmadaki mühendislikleri mükemmeldi. Eğitim de toplumlarının önemli bir parçasıydı. Diğer pek çok kadim uygarlıkta gördüğümüz benzer hikayeleri ve aynı yıldız ve gezegenlerin isminden bahsedildiğini Aztek Uygarlığı’nda da görmekteyiz.
Yine O "Göklerden Gelen Varlıklar"..
Aztek mitolojisine göre, Tanrı Quetzalcoatl parlak gezegen Venüs’ten gelmişti ve ondan şöyle bahsediliyordu;
“Sonraları o, Tulla şehrinin boğucu zehrinden kaçarak eski şehir Tlapallan’a yerleşti. Arkadaşları ile birlikte geldiği yere dönmek üzere kuş kılığında batı denizine doğru uzaklaştı, çok sevdiği halkından ayrılıp gitti"